Erzurum’da öğretmenlik yapan Ümmü Gülsevim Özentürk, derslerinde farklı yöntemler kullanarak öğretmeye ve öğrenmeye yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Öğrencilerin bildiği popüler şarkıların müziğiyle ders konularını birleştiren öğretmen Ümmü Gülsevim Özentürk, matematiği eğlenceli hale getiriyor. Grup çalışmaları ve dijital uygulamalarla ders işleyen Özentürk, İngiltere’de edindiği öğretmenlik tecrübelerini de öğrencilerine aktarıyor. Eşinin işi dolayısıyla İngiltere’ye giden ve burada gönüllü öğretmenlik yapan Ümmü Gülsevim Özentürk, kısa bir süre önce Türkiye’ye döndü. Londra’da görev yaptığı süre boyunca ders işlemek ve öğrencilerin dikkatini diri tutmak için birçok farklı yöntem öğrenen Özentürk, Erzurum’da görev yaptığı okulda öğrendiklerini uygulamaya koydu.
Matematiği Müzikle Öğretiyor
Öğrencilerin bildiği popüler şarkıların müziği ile ders konularını içeren sözleri birleştiren Gülsevim Özentürk, öğrencilerin şarkı söyleyerek matematiğin karmaşık konularını daha kolay öğrenmelerini sağladı, derslerinde eğlenceli programları kullanması ve dijital uygulamalara yer vermesi de öğrencilerin derse ilgisini artırdı. Öğrenciyi merkeze alan ve grup halinde sunumların yanı sıra bir dizi etkinliğin yapıldığı ders, sınıflardaki başarı oranını da artırdı. Derse girdiği 5’inci sınıflarda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni de uygulayan Özentürk, öğrencilerin ilgisinden ve sınavlardaki başarısından çok memnun olduğunu söylüyor.
Tecrübe ve Birikimleriyle Eğitime Katkı Sağlıyor
MEB’e bağlı okullarda 11 yıllık matematik öğretmenliği yaptığını belirten Ümmü Gülsevim Özentürk, “2 sene önce eşimin işi dolayısıyla Londra’da bulundum. Bu süreçte mesleğim adına neler yapabilirim diye düşündüm ve gönüllü öğretmenlik uygulaması olduğunu öğrendim.
Okullara başvuru yaptım ve İngiliz devlet okulunda öğrenci ve öğretmenlere yardımcı olmak için derslere katıldım. Bir yıl boyunca edindiğim tecrübeleri, öğrendiğim uygulamaları, kendi bildiğim öğretim metotlarını da ekleyerek, Türkiye’ye döndükten sonra derslerimde kullanmaya başladım.
Matematik genel olarak zor bir ders olarak görülür. Fakat öğrencilerin ilgisini çektiğiniz zaman, matematiğin aslında korkulacak bir şey olmadığını, daha eğlenceli ve sevilebilecek bir ders olduğunu gösterdiğiniz zaman öğrenciler matematiğe karşı daha ilgili bir hale geliyor.
Sonrasında disiplinle birleştirdiğinizde, kendiliğinden başarılı hale geliyorlar. Öğrencilerimiz yaşları gereği oyunlara karşı çok ilgili oldukları için matematikle de birleştirdiğinizde, doğal olarak derse karşı da ilgileri artmış oluyor.” diye konuştu.
ÖĞRENCİ MERKEZLİ UYGULAMALAR
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin 1, 5 ve 9’uncu sınıflarda uygulandığını hatırlatan Özentürk, “5’inci sınıflara derse girdiğim için bu modeli uyguluyorum. Öğrencileri merkeze alan grup çalışmalarının yoğunlukta olduğu dijital etkinlikleri kullandığımız bir ders olarak matematik derslerini işliyorum.
Açıkçası İngiltere’deki eğitim sisteminde de daha çok öğrenci merkezli ve gerçekten de grup çalışmalarının yoğunlukta yapıldığı bir sistem vardı. Burada da öğrencilerimize belli başlı uygulamalar yapmaya çalışıyorduk. Yeni gelen modelle bunlar daha önemli hale geldi. Şu an tamamen grup çalışmaları, etkinlikler, öğrencinin merkezde olduğu, öğretmenin sadece yol gösterdiği bir eğitim sistemi olduğu için orada öğrendiğim uygulamaları burada rahatlıkla kullanabiliyorum.” dedi.